schüchtern
çekingen, utangaç
Der Junge war zu schüchtern, um vor der Klasse zu sprechen.
Çocuk, sınıfın önünde konuşmak için fazla utangaçtı.
Sie lächelte schüchtern, als er ihr ein Kompliment machte.
O, ona iltifat ettiğinde utangaç bir şekilde gülümsedi.
Obwohl er schüchtern war, fragte er sie nach einem Treffen.
Utangaç olmasına rağmen, buluşma teklif etti.
Bu bir sıfat olduğu için cümle içerisinde kullanırken baş harfini küçük yazmayı unutmayın.