"bedrängen" Fiil Türkçe Çevirisi & Cümle Örnekleri

:de: bedrängen
:tr: darlamak, sıkıştırmak, bunaltmak, aceleyle bir şeye zorlamak


:de: Die Reporter bedrängten den Politiker mit Fragen.
:tr: Gazeteciler politikacıyı sorularla sıkıştırdılar.

:de: Sie fühlte sich von ihren Kollegen bedrängt.
:tr: O, iş arkadaşlarının baskısı altında hissetti.

:de: Der Verkäufer bedrängte die Kunden, das teure Produkt zu kaufen.
:tr: Satıcı, müşterilere pahalı ürünü almaları için baskı yaptı.


:triangular_flag_on_post: Kabaca “rahatsız etmek” anlamıyla birlikte sıkıştırmak anlamlarını taşır. Günümüzdeki sokak rapörtajcılarını düşünebilirsiniz.

Kaynak: bedrängen- Türkçe-çeviri - Langenscheidt Almanca-Türkçe sözlük

Youtube’daki Yakup TV Kanalının (TİkTok da olabilir) insanları ücretsiz yemek için darlaması bu fiile bir örnek olabilir arkadaşlar :sweat_smile:

:de: Yakup TV bedrängt die Leute, um kostenloses Essen zu bekommen.