Almanca Bağlaçlar Tablosu / Konjuktionen - Tablo Halinde

Merhaba! Almanca’da bağlaçlar, cümleleri birbirine bağlamada önemli bir rol oynar. Bağlaçlar sayesinde cümleler arasındaki ilişkiyi ifade edebilirsin. İşte Almanca’da en sık kullanılan bağlaçların bir tablosu ve her biri için örnek cümleler:

Almanca Bağlaçlar Tablosu

Bağlaç Türü Anlamı Örnek Cümle
und Koordinierende ve Ich esse einen Apfel und trinke Wasser. (Bir elma yiyorum ve su içiyorum.)
aber Koordinierende ama Ich möchte kommen, aber ich habe keine Zeit. (Gelmek istiyorum ama vaktim yok.)
oder Koordinierende ya da Möchtest du Tee oder Kaffee? (Çay mı kahve mi istersin?)
weil Subordinierende çünkü Ich gehe nach Hause, weil ich müde bin. (Eve gidiyorum çünkü yorgunum.)
dass Subordinierende -dığı Ich weiß, dass du müde bist. (Yorgun olduğunu biliyorum.)
wenn Subordinierende eğer / -diğinde Wenn es regnet, bleiben wir zu Hause. (Eğer yağmur yağarsa, evde kalırız.)
obwohl Subordinierende -e rağmen Obwohl es kalt ist, gehe ich spazieren. (Soğuk olmasına rağmen yürüyüşe çıkıyorum.)
damit Subordinierende -mek için Ich lerne Deutsch, damit ich in Deutschland arbeiten kann. (Almanca öğreniyorum, Almanya’da çalışabilmek için.)

Bağlaç Türleri ve Kullanımı

  1. Koordinierende Konjunktionen (Eşdüzey Bağlaçlar):
    Bu tür bağlaçlar, iki ana cümleyi ya da eşdüzey öğeleri birbirine bağlar. Cümle yapısını değiştirmezler.
  • und (ve)
  • aber (ama)
  • oder (ya da)
  1. Subordinierende Konjunktionen (Yan Cümlecik Bağlaçları):
    Bu tür bağlaçlar, bir ana cümleye bağlı olan yan cümleleri başlatır. Yan cümledeki fiil, genellikle sona gelir.
  • weil (çünkü)
  • dass (-dığı)
  • wenn (eğer / -diğinde)
  • obwohl (-e rağmen)
  • damit (-mek için)

Örnek Cümlelerle Pratik

  • Ich trinke Kaffee, weil ich müde bin. (Kahve içiyorum çünkü yorgunum.)
  • Er liest ein Buch, aber sie schaut fern. (O kitap okuyor ama o televizyon izliyor.)
  • Wir gehen ins Kino, oder wir bleiben zu Hause. (Sinemaya gidiyoruz ya da evde kalıyoruz.)

Er liest ein Buch, aber sie schaut fern. (O kitap okuyor ama o televizyon izliyor.)

Şu cümledeki Er ve sie yerine “Ahmet” ve “Ayşe” ile değiştirirsek daha anlaşılır olabilir. Çünkü bu haliyle çeviri hatası gibi duruyor. Çünkü Er ile Sie’nin çevirisi Türkçe’de her halükarda O.

Paylaşım için teşekkürler.

Çoklu yapıdaki bağlaçlarımızı inceleyelim şimdi de.

  1. Einerseits…andererseits (Bir yandan…öte yandan)
  2. Weder…noch (Ne…ne de)
  3. Je…desto (Ne kadar…o kadar)
  4. Umso…als (Özellikle)

1. Einerseits…andererseits (Bir yandan…öte yandan)

Bu bağlaç, iki zıt ya da farklı bakış açısını karşılaştırmak için kullanılır.

Bir şeyin iki farklı yönünü belirtmek için kullanılır.

  • Örnek:
    [Bir yandan erken kalkmayı sevmiyorum, öte yandan verimli bir gün geçirmek istiyorum.]
    Einerseits mag ich es nicht, früh aufzustehen, andererseits will ich einen produktiven Tag haben.

2. Weder…noch (Ne…ne de)

Bu bağlaç, olumsuz iki seçenek arasında bir bağ kurar.

Her iki durumun da geçerli olmadığını ifade eder.

  • Örnek:
    [Ne kahve içiyorum, ne de çay.]
    Weder trinke ich Kaffee, noch Tee.

3. Je…desto (Ne kadar…o kadar)

Bu bağlaç, iki durumun birbiriyle orantılı olduğunu ifade eder. Bir şeyin miktarı arttıkça, diğerinin de aynı oranda arttığını gösterir.

İki olay ya da durum arasında bir bağıntı kurmak için kullanılır.

  • Örnek:
    [Ne kadar çok çalışırsan, o kadar başarılı olursun.]
    Je mehr du arbeitest, desto erfolgreicher wirst du.

4. Umso…als (Özellikle)

Bu bağlaç, bir durumu vurgulamak için kullanılır ve bir durumun başka bir nedenden dolayı daha da önemli olduğunu ifade eder.

Bir duruma ek bir vurgu yapmak için kullanılır.

  • Örnek:
    [Çok yakın bir arkadaş olduğu için onu özellikle özlüyorum.]
    Ich vermisse ihn, umso mehr, als er ein sehr enger Freund ist.

Özet Tablo:

Bağlaç Türkçe Çeviri Örnek
Einerseits…andererseits Bir yandan…öte yandan Einerseits ist es teuer, andererseits ist es von guter Qualität.
Weder…noch Ne…ne de Weder mag ich Pizza, noch mag ich Pasta.
Je…desto Ne kadar…o kadar Je früher du anfängst, desto besser ist das Ergebnis.
Umso…als Özellikle Er ist ein guter Chef, umso mehr, als er sehr freundlich ist.